Keşif Müfredatı
Telefon
Arzu KILIÇ

Reggio Emilia Yaklaşımına Göre Çocuk İmajı

Keşif Müfredatı ve okul öncesi eğitime dair en güncel ve bilimsel içeriklere ulaşabilirsiniz. Alternatif eğitim yaklaşımları, sınıf yönetimi, çocuk gelişimi, oyun temelli öğrenme ve öğretmen eğitimi gibi konularda uzman yazılarla okul öncesi eğitimi destekliyoruz.

Anasayfa Reggio Emilia Yaklaşımına Göre Çocuk İmajı
Reggio Emilia Yaklaşımına Göre Çocuk İmajı

Reggio Emilia Yaklaşımına Göre Çocuk İmajı

89 Görüntüleme 25 Şubat 2025, 17:30

Reggio Emilia okullarında tüm çocuklar becerikli, meraklı, hayal gücü zengin ve çevreleriyle etkileşim kurarak işbirliği içinde hareket etme isteğine sahip bireyler olarak kabul edilir (Gilman, 2007; Akt, Kalıpçı, 2008). Çocuklar, bilgiyi kendi eylemleri ve diğer çocuklarla etkileşimleri sonucu oluştururlar. Reggio Emilia okullarında çocuk, bilgiyle doldurulacak boş bir levha (tabula rasa) olarak görülmez. Bunun yerine, doğru ve uygun fırsatlar sağlandığında çocukların öğrenmeye hazır oldukları kabul edilir (Akdağ, 2006; Akt, Kalıpçı, 2008).

Firlik (1994), çocukların iyi bir okul, güçlü yapılar, nitelikli öğretmenler, doğru zamanlama ve etkili aktiviteler gibi temel haklara sahip olduğunu belirtir. Çocuk, bu haklar sayesinde güçlü, yeterli ve potansiyeli yüksek bir birey olarak görülmelidir. Kendi eğitiminde başrolü üstlenen çocuk, doğuştan getirdiği keşfetme, öğrenme ve dünyayı anlama isteğiyle hareket eder. Reggio Emilia Yaklaşımı’nda, çocuklar yönlendirilmeye muhtaç bireyler yerine, diğerleriyle iş birliği içinde sorulara ve problemlere çözüm bulan aktif öğrenenlerdir.

Öğrenme, çocuğa yapılan bir şey değil, çocuğun aktif olarak gerçekleştirdiği bir süreçtir. Malaguzzi (1994), çocukları kendi öğrenmelerinin mimarı olarak tanımlamıştır (Akt, Hewet, 2001).

Malaguzzi (1998), çocuklara öğretmek yerine onlardan öğrenme kavramını vurgulamış ve onların geleneksel kalıpların dışında, keşif temelli öğrenmesi gerektiğine inanmıştır (Akt, İnan, 2007).

 

Çocuklar Doğuştan Araştırmacıdır

Reggio Emilia Yaklaşımı’nın kurucusu Loris Malaguzzi, eğitim felsefesini Dewey, Piaget, Vygotsky, Bruner ve birçok eğitimci ile nörobilim uzmanının görüşlerinden ilham alarak geliştirmiştir.

Piaget (1973), özgür bir keşif sürecinin çocukları doğal bir çabayla bilgiye ulaştıracağını ve bu bilginin kalıcı olacağını savunmuştur (Akt, Arslan, 2005).
Dewey’in etkisiyle, Malaguzzi, çocukları doğal birer araştırmacı olarak görmüş ve Reggio yaklaşımını deneyimleyerek öğrenme temeli üzerine inşa etmiştir.
Staley (1998), çocukların dünyayı gözlemlerken sorguladığını, hipotezler geliştirdiğini, sonuçları tahmin ettiğini ve keşiflerinde deneyim kazandığını ifade etmektedir (Akt, Hewet, 2001).

Reggio okullarındaki çocuk merak eder, sorgular, araştırır, keşfeder ve bilgisini yapılandırır. Bu çocuk imajı, önceden belirlenmiş bir programa göre hareket eden bireylerden ziyade, düşünen ve eyleme geçen bir bilim insanı modeliyle örtüşmektedir (Forman, 2005; İnan, Trundle, Kantor, 2010; Akt, İnan, 2010).

Çocuklar, Reggio projelerinde bilim insanı, besteci, ressam, yazar ve mucit rolüne bürünerek keşfetme sürecini yaşarlar.
Deneyimlediklerini sanatsal becerileriyle somutlaştırarak kendilerini en iyi şekilde ifade etmenin yollarını ararlar (Cadwell, 2003).

 

Çocukların Kendi Düşüncelerini İnşa Etmesi

Çocuklar, yaşadıkları dünya hakkında kendi teorilerini geliştirme yeteneğine sahiptir. Onlar:

Keşfetmeyi ve araştırmayı doğal bir süreç olarak görürler.
İş birliği içinde nasıl çalışacaklarını öğrenirler.
Kendi düşüncelerinin yetişkinler ve akranları tarafından değerli olduğunu hissettiklerinde, öğrenme sürecine daha aktif katılırlar.

Thornton ve Brunton (2009), çocukların fikirlerini korkusuzca inşa edebilmeleri için yanlış yapmaktan çekinmemeleri gerektiğini ve bu sürecin onların özgüven ve yaratıcılık duygularını geliştirdiğini belirtmektedir.

 

Çocuklar Hem Araştırmacı Hem de Sosyal Bireylerdir

Çocukların araştırmacı kimliğinin yanı sıra, onların sosyal varlıklar olduğu da unutulmamalıdır.

Malaguzzi (1993), Reggio Emilia Yaklaşımı’nın çocuğun bilgiyi yapılandırırken akranları ve yetişkinlerle iş birliği içinde olmasını desteklediğini ifade etmiştir.
Çocuğun Yüz Dili kavramında, Malaguzzi, çocukların kendilerine özgü ifade biçimlerine sahip olduğunu ve bu dillerin onların dünyayı keşfetmesinde kritik bir rol oynadığını vurgulamaktadır (Edwards ve diğer., 1993; Akt, Hewet, 2001).
Çocukların iletişim kurarak, sosyal çevre içinde öğrenmesi gerektiği ve onların kendi ifadelerini özgürce seçebilmesinin öğrenme sürecini zenginleştirdiği belirtilmiştir.

Reggio Emilia Yaklaşımı, çocukların pasif öğrenenler değil, aktif araştırmacılar, sosyal bireyler ve yaratıcı düşünürler olarak yetişmesini destekleyen çağdaş bir eğitim felsefesidir.

Paylaşabilirsiniz